Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çalışanları, emeklileri hiçbir dönemde enflasyona ezdirmediklerini ve ezdirmeyeceklerini belirterek, “Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız.” dedi.
Şimşek, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin borçlanma maliyetinin diğer gelişmekte olan ülkelere göre çok hızlı düştüğünü ifade etti.
Şimşek, “Ülkemizin tahvil ‘spread’leri yani aynı vadedeki Amerikan tahvil faiziyle olan fark, mayıs ayında gelişmekte olan ülkeler ortalamasının 200 baz puan üzerindeydi, şu anda gelişmekte olan ülkeler ortalamasının 77 baz puan altındayız yani 277 baz puan iyileşmiş.” dedi.
Kur oynaklığının azaldığını, Türk lirasının gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha istikrarlı bir görünüm sergilediğini vurgulayan Şimşek, “Türk varlıklarına uluslararası yatırımcıların ilgisi artmış yani ülkemizin dış kaynağa erişimi artmıştır. Ocak-mayıs döneminde 2,9 milyar dolar net portföy çıkışı yaşanırken haziran-ekim döneminde net giriş 4,2 milyar dolardır.” diye konuştu.
Ocak-mayıs döneminde bankaların 100 dolar dış borç öderken 96 dolar bulduğunu, şimdi daha ucuza 141 dolar bulabildiklerini dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:
“Reel sektörümüzün de dış borç çevirme oranı yüzde 74’ten yüzde 109’a yükselmiştir ve bu borçlanmalar daha düşük maliyetlerle gerçekleşmiştir. Önümüzdeki dönemde inanıyorum ki Türkiye’ye yatırımcı ilgisi daha da artacak. Dolayısıyla yaptığımız toplantılarda para isteme ihtiyacımız yok ki, piyasada arzuladığımızdan çok daha fazla şu anda kaynak akışı var Türkiye’ye. Bankalar, reel sektör, kamu… Dolayısıyla Türkiye’nin o anlamda bir kaynak ihtiyacı yoktur. Kredi derecelendirme kuruluşları buradan gösterdiler, doğru ama onlar geriden geliyorlar. Şu anda Türkiye’nin ‘spread’lerinin ima ettiği kredi notu, Türkiye’nin cari kredi notunun tam 2 kademe üzerindedir. Onlar geriden gelsinler, benim için önemli olan piyasanın fiyatlamasıdır. Piyasa doğru fiyatlar. Onlar geriden gelebilirler ama ona rağmen bizim notların görünümü hızlı bir şekilde iyileşiyor.”
“Bankacılık sektörünün öz kaynak karlılığı iddia edildiği gibi yüksek değil”
Bankacılık sektörünün güçlü olduğunu dile getiren Şimşek, ekonominin sağlıklı büyümesi için sağlıklı bir bankacılık sektörüne ihtiyaç olduğunu; bankacılık sektörünün büyümeye çok önemli katkı sağladığını kaydetti.
Şimşek, “Dünya standartlarının çok üstünde bir sermaye yeterlilik oranı söz konusudur. Aktif kalitesi son derece yüksek. Problemli kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 1,5 civarı; yüzde 85 de karşılık ayrılmış yani tamamı kayıp olsa bilançoyu etkilemeyecek. Likidite yeterlilik oranı yüzde 162 seviyesindedir yani likiditesi de yüksektir ama bankacılık sektörünün öz kaynak karlılığı iddia edildiği gibi yüksek değil; enflasyonun oldukça da altındadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Hiçbir şekilde finans sektörüne, bankalara karşı özel bir ayrımcılık yapmadıklarını dile getiren Mehmet Şimşek, tam aksine kurumlar vergisini, bankalar, finans sektörü için yüzde 30’a çıkardıklarını söyledi.
Şimşek, “Şu anda gündeminizde bir yasa teklifi var. Orada enflasyon muhasebesiyle ilgili madde var. Bankaları dışarıda tutuyoruz ve böylece 70 milyar lira normalde vergi ödemeyecekken verecekler. Onun için en son söyleyeceğiniz şey, bizim büyük iş alemini ve finans sektörünü kayırdığımız hususu olacaktır.” dedi.
Belli kesimleri ise kayırdıklarını dile getiren Şimşek “Mesela çiftçilerimizi, esnafımızı, sanatkarımızı, çalışanlarımızı kayırıyoruz. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğal gaz fiyat artışından korunması için, ihtiyaç sahibi ailelerimizin ısınma amaçlı kömür ihtiyaçlarının karşılanması için, tarımda üreticiler ve tüketiciler için, makul fiyat oluşumu için bir çok ciddi destekler veriyoruz. 2023 yılı kasım sonu itibarıyla vatandaşlarımızın hanelerde kullandığı doğal gazda yüzde 68 sübvansiyon var; elektrikte yüzde 55 sübvansiyon var. Kime var? Vatandaşa var.” diye konuştu.
Tarım destekleri
“Tarım sektörüne kaynak aktarılmadığı” şeklinde değerlendirmeler yapıldığını anımsatan Şimşek, 2024 yılı bütçesinde tarıma 384 milyar lira kaynak ayrıldığını söyledi.
Tarımsal destek programları için 91,6 milyar lira; tarım sektörü yatırım ödenekleri için 100,6 milyar lira; tarımsal kredi sübvansiyonu, tarım KİT’lerinin finansmanı ve ihracat destekleri için 191,8 milyar lira kaynak tahsis edildiğini dile getiren Şimşek, tarımsal destekleme ödemelerinde kazanç istisnası, zirai amaçlı su teslimlerinde KDV istisnasını getirildiğini hatırlattı.
Şimşek, şunları kaydetti:
“Tarımsal ürünleri lisanslı depoculuk faaliyetlerinden sağlanan vergisel destekler, küçük ölçekli çiftçilerimize sağladığımız destekler kapsamında 2024 yılında tam 136 milyar lira vergiden vazgeçiyoruz. 2024 yılında tarım sektörüne doğrudan ve dolaylı 520 milyar lira destek vereceğiz; bu, milli gelirin yüzde 1,3’üne tekabül ediyor.
2023 yılında Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla 1,8 milyon çiftçiye 295 milyar lira faiz destekli kredi vermişiz. Bu ne demek biliyor musunuz? Çiftçimiz krediyi alıyor, 100 lira faiz ödemesi gerekirken 30 lirasını ödüyor, 70 lirasını hazine ödüyor. Evet, dolayısıyla çiftçimize en güçlü desteği veriyoruz. 2023 yılında 421 bin esnaf ve sanatkara yaklaşık 153 milyar lira faiz destekli kredi vermişiz.”
Refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız”
2023 yılında çalışanların ve emeklilerin aylık ücretlerinde enflasyonun çok üzerinde artışlar yaparak alım güçlerini desteklediklerini ifade eden Mehmet Şimşek, “2023 yılı sonu enflasyon gerçekleşme tahmini yaklaşık yüzde 65. En düşük memur maaşı yüzde 142, ortalama memur maaşı yüzde 129; asgari ücret yüzde 107’nin üzerinde, en düşük emekli aylığı yüzde 114 arttı. Enflasyon tahmini yüzde 65, bütün artışlar yüzde 100’ün üzerinde.” dedi.
Emeklilerin bayram ikramiyelerini neredeyse 2 katına çıkardıklarını, emeklilere tek sefere mahsus 5 bin lira ilave ödeme yapıldığını anımsatan Şimşek, “Sadece bu sene değil; son 21 yıldır çalışanlarımızı, emeklilerimizi, memurlarımızı enflasyona ezdirmedik. Son 21 yılda en düşük memur maaşında reel artış yüzde 174; ortalama memur maaş artışı yüzde 111; asgari ücrette yüzde 201; en düşük emekli aylığının reel artışı yüzde 455. Sonuç olarak, çalışanlarımızı, emeklilerimizi hiçbir dönemde enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz. Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)